Joseon (Temmuz 1392 - Ağustos 1910), Taejo Yi Seong-gye tarafından kurulmuş, modern Kore'nin bulunduğu yerde yaklaşık beş yüzyıl boyunca hüküm sürmüş bağımsız bir devletti. Goryeo Krallığı'nın yenilmesi sonucunda bugün Kuzey Kore sınırları içinde yer alan Kaesong şehrinde kurulmuştu. İlk başlarda Kore, yeniden adlandırılmış ve başkent, günümüzdeki Seul'e taşınmıştır. Krallığın doğal sınırları en kuzeydeki Amnok ve Duman nehirlerine kadar genişlemiştir. Joseon, Kore tarihinde son krallık ve daha sonraları imparatorluk olarak yer almıştır. En uzun Konfüçyüsçü hükümdarlığın yaşandığı hanedanlıktır. 1897'de Kore İmparatorluğu'nun ilan edilmesiyle hanedanlık 1910'daki Japon İşgali ile son bulmuştur.
Becerikli askeri stratejist olan ve aslında Japon korsanların (Wokou)' yarımadaya, Yi Seong-gye'ye veya Kral Taejo'ya karşı yağma girişiminde bulunanları geri püskürterek kendini gösteren Jeonju Boyu'ndan Yi, Goryeo Kralı Woo'ya karşı askeri bir darbe yapmış ve onu tahttan indirdikten iki yıl sonra Goryeo Kralı Gongyang'ı zehirlemiştir. Akabinde tahta çıkmıştır. 1394'te başkenti Gaegyong (Günümüzdeki Gaeseong)'dan Hangseong (Günümüzdeki Seul)'a taşımış ve Gyeongbuk Sarayı'nı inşa ettirmiştir.
Kral Taejo'dan itibaren kralların soyunun modern çağa kadar devamlı olarak ataerkil düzen içinde sürmesi sağlanmıştır. Yungheui İmparatoru olan son hükümdar Sunjong, 1910'da mevkisinin başı olarak rütbesini düşürmüştür. Joseon Hanedalığı'nın yaşayan soyu bugün aslında Sunjong'un genç erkek kardeşleri Yeongchinwang (Veliaht Prens Euimin) ve Uichinwang (Prens Ui)'dır.
Saltanat boyunca Joseon, Konfüçyüs idealinin ve öğretilerinin Kore toplumuna yerleştirdi, Çin Kültürü'nü getirip benimsedi ve Klasik Kore kültürü, ticareti, bilimi, edebiyatı ve teknolojisi zirveye ulaştı. Böylece Kore'ye hükmetmeyi mutlak olarak sağladı. Ancak 16. yüzyıl sonu ve 17. yüzyıl başılarında komşuları Japonya ve Qing Hanedanlığı'nın neredeyse yarımadayı istila edecek kadar sık akınları ve en önemlisi Vahşi Krallık olarak bilinmeye başlanan ülkelere izlediği izolasyon politikası hanedanlığı ciddi bir şekilde zayıflattı. Bununla birlikte 18. yüzyılın sonuna gelinirken krallık izolasyon boyunca daha fazla zayıflamaya başladı ve iç sorunlarla, güç savaşlarıyla, uluslararası baskılarla ve içerideki isyanlarla yüz yüze kalan Joseon Hanedanlığı 19. yüzyılın sonunda iyice zayıfladı. 1895 yılında Joseon Hanedanlığı, Japonya'nın zaferiyle sonuçlanan Birinci Çin - Japon Savaşı'nın ardından Shimonoseki Antlaşması'yla Qing Hanedanlığı'ndan bağımsızlığını belgemek zorundaydı. 1897'den 1910'a kadar Kore, Qing Hanedanlığı'na bağımlılığı geçersiz olduktan sonra resmen Kore İmparatorluğu olarak bilinmeye başladı. Japon İmparatorluğu'nun uygulattığı Japon - Kore İlhak Antlaşması'yla Joseon Hanedanlığı, 1910'da sona erdi.
Joseon, Kore'nin modern yüzüne çok önemli bir miras bıraktı; modern Kore'nin sahip olduğu birçok görgü kuralı, kültürel normlar, güncel sorunlara toplumsal duruş ve hatta modern Kore dili ve diyalektiğinin kökeninin geleneksel düşünce yapısının bir örneği olarak bu dönemde ortaya çıkmıştır.
14. yüzyılın sonlarında 918'de Wang Geon tarafından kurulmuş olan Goryeo Hanedanlığı'nın temelleri, yıllardır süren savaşlar ve parçalanan Moğol İmparatorluğu'nun fiili işgaliyle çöküntüye uğramıştı. Goryeo'nun meşruluğu, saray içinde gittikçe tartışmalı bir sorun oluyordu. Hanedanlık, krallığı yönetmede başarılı olamıyordu; ancak Yuan Hanedanlığı nesliyle yapılan mecburi evlilikler ve çok sayıdaki aile bölümlerinin rekabeti bahane ediliyordu. (Hatta Kral U'nun annesinin halka tabakasından olduğu bilinmektedir, böylece Kral Gongmin'den bu yana soyunda anlaşmazlıklara neden oluyordu). Krallıktaki güçlü aristokratlar, generaller ve hatta başbakanlar, kraliyetin kayırmalar yaparak yönetime hakim olmalarına karşı mücadele ettiler, sonuçta bu durum birçok faktör arasında ciddi fikir ayrılıklarına neden oluyordu. Süreki artan sayıdaki Japon korsan (Wokou) akınları ve Kızıl Türban İsyanı'yla kraliyet sarayına egemen olmak için gelen reform yanlısı Sinjin aristokrasisiyle muhalif Gwonmun aristokrasinin yönetim mücadelesi yanında; aslında yabancı tehditleri geri püskürten, Yi Seong-gye adındaki yetenekli general ve rakibi Cheo Yeong'du.
Hongwu İmparatoru Zhu Yuanzhang'ın yönetimindeki Ming Hanedanlığı'nın ardından Goryeo; General Yi'nin liderlik ettiği grup (Ming Hanedanlığı'nı destekleyenler) ve General Choe'nin ordugâh grubu (Yuan Hanedanlığı'nı destekleyenler) olarak ikiye ayrıldı. 1388'de Ming'den bir ulak Goryeo'ya geldiğinde (14. yüzyıl Kral U dönemi) Goryeo'nun kuzeyindeki toprağının önemli bir bölümünü geri istedi. General Choe, Liaodong Yarımadası'nın istilasını kanıtlamak için bir şans yakalamıştı (Goryeo, eski krallık Goguryeo'nun halefi olduğunu iddia etmişti, bu şekilde tarih boyunca Kore'nin bir bölümü olan Mançurya'nın iadesi dış politikanın bir parçasıydı). İsyanı yönetmesi için seçilen Yi'ye sadakatle karşı çıkıldı; ancak Yalu Nehri'ndeki Wuihwa Adası'nda isyan etti ve Goryeo'nun başkenti Gaegyeong (bugünkü Gaeseong)'a giderek Kral U'yu oğlu Kral Chang'ın (1388) yardımıyla başlattığı darbeyle General Choe ve yandaşlarını kurtardı. Krallığın adını zorla Yo olarak değiştirdikten sonra Kral U ve oğlunu öldürdü (Bu olaydan sonra Kral Gongyang oldu). Dolaylı yoldan kraliyet sarayını kukla kralla elinde tuttu. Yi, o süre içinde kendisinin Sinjin aristokrasisiyle Jeong Do-jon ve Jo Jun olarak dostluğunu ilerletti. Yaptığı ilk işlerden birisi Gwajeon Yasası'ndan fiili olarak Goryeo'nun başkomutanlığını geçirerek toprak zenginlerinin ve muhafazakar Gwonmun aristokratların topraklarına el koyup Sinjin kampında Yi'nin destekleyicileri arasında paylaştırdı. 1392'de (Kral Gongyang'ın 4. yılında), Yi'nin beşinci oğlu Yi Bang-won, Jeong Mong-ju adındaki eski hanedanlığı destekleyen önemli bir aristokratı kendi tarafına çekerek yeni saltanata bağlılık yemini etti ve Jo Yeong-gyu'nun da dahil olduğu beş suikastçiyle Gaegyeong yakınındaki Seonjouk Köprüsü'nde öldürdü. Böylece Yi Seonggye'nin yönetiminden bir kişiyi eksiltmiş oldu. Aynı yıl Yi, Kral Gongyang'ı tahttan indirerek Wonju'ya sürgüne gönderdi ve tahta çıktı. Yaklaşık 500 yıldır hüküm süren Goryeo Hanedanlığı sona ermiş oldu.
Taejong'un hükümdarlığının başlarında, Önceki Ulu Kral Taejo herhangi bir kralın buyruğunun meşruluğunu ifade eden kraliyet mührünü bırakmayı reddetti. Taejong, zekasını ve dürüstlüğünü kanıtlayacağına inandığı politikalarla ülkeyi yönetmeye başladı. Kral olarak yaptığı ilk işlerden biri hükümetin üst kademedelerindeki kişilerin sürdükleri sefayı ve özel ordular üzerindeki soylular yönetimini durdurmaktı. Bağımsız kuvvetlerin haklarını elinden alarak olası büyük ölçekli ayaklanmaları önlemek amacıyla fiilen dağıtarak güçlerini azalttı ve ulusal ordunun sayısını etkili bir biçimde artırdı. Taejong'un kral olarak diğer yaptığı iş ise, toprak sahiplerinin vergilendirilmesi yasasını yeniden düzenleyip kayıt altına almaktı. Önceleri kapalı toprağın keşfiyle, milli gelir çift kayıtla artırıldı.
1399'da Taejong, Goryeo Hanedanlığı yönetiminin zayıfladığı yıllarda sarayın gücünü kullanarak tekel yarattığı Dopyeong Meclisi'ni dağıtmak için kilit bir rol oynadı ve merkezi yönetimin yeni bir şubesi gibi kralın ve onun emirleri çevresinde oluşan Joseon Devlet Konseyi'ni destekledi. Geçen bu belgeleme ve vergilendirme yasasından sonra Kral Taejong, tüm kararların Euijeong Bölümü'nden geçerek kralın kararından sonra yürürlüğe girebileceği yeni bir emir yayınladı. Bu, saray bakanları ve danışmanlarının kendi aralarında tartışıp karar almaları ve kralın sadece bir seyirci olması geleneğini bitirdi ve böylece Kore'nin asıl yönetiminde kraliyet gücünü zirveye yerleştirdi. Kısa bir süre sonra Kral Taejong, hükümet görevlileri veya aristokratlar tarafından sömürüldüklerini ya da adaletsizliklere maruz kalanların haklarını araması için "Sinmun" adında bir hükümet birimini kurdu.
1418 Ağustos'unda Taejong'un tahtı bırakmasından 2 ay önce Sejong tahta çıktı. 1419 Mayıs'ında Kral Sejong, babası Taejong'un tavsisyesi ve yardımıyla Japon korsanları Tsushima'dan temizlemek için Gihae Doğu Seferi'ne koyuldu. Tsushima Daimyo'su (Tsushima Lordu) Sadamori, Joseon sarayına teslim oldu. 1443'te imzalanan Gyehae Antlaşması'yla Tsushima Lordu, Joseon Kralı'nı tanıyıp ona itaat etti. Buna karşılık Joseon sarayı, Sõ kabilesini Japonya ve Kore arasındaki ticaretle ilgili ayrıcalıklı haklar vererek ödüllendirdi.
Sejong, halkını Mançurya'da yaşayan düşman Çinli ve Mançuryalı göçebelerden korumak için kuzey sınırında dört kale ve altı garnizon (hangul: 사군육진 hanja: 四郡六鎭) kurmuştur. 1433'te Sejong, ünlü general Kim Jong-seo'yu Mançuları bozguna uğratması için kuzeye gönderdi. Kim'in askeri seferiyle birkaç kaleyi ele geçirerek kuzeyi bastırdı ve Kore topraklarını aşağı yukarı bugünkü Kuzey Kore ve Çin sınırını oluşturacak şekilde düzenledi.
Sejong'un hükümdarlığı boyunca Kore, doğa bilimleri, tarım, edebiyat ve geleneksel tıp gibi alanlarda teknolojik gelişmeleri gördü. Başarılarından dolayı "Büyük Kral Sejong" olarak şereflendirildi. Kral Sejong'un en büyük katkısı 1443'te Kore alfebesini (Hangeul) yaratmasıdır. Hanja ve Hanmun'un günlük yazım olarak kullanılması 20. yüzyılın ikinci yarısında yavaş yavaş sona erdi.
Kore tarihinin başından beri karada ve denizde sık sık korsan saldırıları vardı. Korelilerin tek amacı, Wokou korsanlarına karşı deniz ticaretini emniyete almaktı. Kore donanması barut teknolojilerinin ileri türde olanlarını korsanlara karşı kullandı.
Japon Akınları (1592-1598) boyunca Japon yerel diktatör Toyotomi Hideyoshi, Portekiz silahlarıyla Çin'in Ming Hanedanlığı'nı fethetmenin hırsıyla bölgesel lordları ve askerleriyle 1592 ve 1597'de Kore'yi istila etti. Joseon sarayındaki ayrılıkçı görüşler, Japon askeri yeteneğinin değerlendirilmesindeki yetersizlik ve Joseon'un başarısız diplomasi girişimleri bu sonucu hazırladı. Avrupalı silahların kullanımıyla Japonlar yarımadanın en güneyini, Pyeongyang ve Hanseong (bugünkü Seul)'la birlikte ele geçirdi. Joseon Hanedanlığı Vakayinamesi'ne göre Japonların, Koreli asilerle birleşerek Gyeongbokgung sarayı ve köle kayıtlarının tutulduğu ambarları yaktığından bahsedilmektedir.
Yerel direnişlerin Japon ilerleyişini yavaşlatmasının yanında Amiral Yi Sun-sin'in Japon tedarik hattını şiddetle engelleyip sonuç getiren zaferler elde etmesi deniz yollarını Korelilerin eline geçirmiştir. Üstelik Ming hanedanlığı Koreliler tarafında yer alarak 1593'te büyük bir kuvvet göndermiş ve Korelilerle birlikte Japonları geri püskürtmüştür. Savaş sırasında Koreliler, güçlü ateşli silahlar ile yüksek kaliteli barut ve kaplumbağa gemilerini geliştirmişlerdir. Joseon ve Ming kuvvetleri Japonlara ağır bir bedel ödetmişlerdir. Savaştan sonra Kore ve Japonya arasındaki ilişkiler bütünüyle askıya alınmıştır.
Savaştan sonra Kore krallığı gittikçe izolasyonist olmaya başladı. Hükümdarları yabancı ülkelerle sınırlı ilişki içinde olmaları gerektiğini gördü. Üstelik Ming Hanedanlığı, yeni Qing Hanedanlığı'nın kuruluşuna götüren Kore'nin Japonya'ya karşı olan savaştan dolayı kısmen zayıfladı. Koreliler karşılıklı sınır trafiğini daha fazla kontrol etmeyi ve Ming'in yıkılışına neden olan Mançu'nun önceden yarattığı kargaşayı durdurmak için daha sıkı sınırların kurulmasını kararlaştırdı.
Kore, 1627 ve 1637'de Mançular tarafından iki akına maruz kaldı. Kore, Mançulara teslim oldu ve bu esnada iki yönlü ticaret misyonlarını içermesine ek olarak yeni Qing Hanedanlığı imparatorlarına hanedanlığın himayesi altındaki bir devlet olarak vergi ödemeyi kabul etti. Qing hükümdarları Çin topraklarında yabancı ticaret bölgelerinin kurulmasını geçersiz kılan bir dış politika kararı aldı. Bu politika Macau'ya yabancı Canton Fabrikaları'nın geleneksel antrepo varlığını sınırladı. Antrepolar yabancı gümüş karşılığında Çin ipekleri önemli ticaret ürünü olarak kullanıldı. Yapılan anlaşma yabancıların nüfuzlarını sınırlayacı daha istikrarsız kuzey bölgesini özenli bir düzenlemeyle bırakarak yabancı ticareti Çin'in güney eyaletlerine sevk etti. Bu karar Kore'nin ana ticari ortağı olan Çin'in olmasından bu yana Kore'yi etkiledi.
Mançurya'dan gelen akınlardan sonra Joseon yaklaşık 200 yıl barış dönemi yaşadı. Kral Yeongjo ve Kral Jeongjo, Joseon hanedanlığında yeni bir reforma önderlik ettiler. Kral Sukjong ve oğlu Kral Yeongjo ayrılıkçı politik görüşlerden ortaya çıkan sonuçlarla problemleri çözmeyi denediler. Tangpyeong'un politikası ise tarafların çekişmelerini uygulamada dondurmaktı. Yeongjo'nun torunu Kral Jeongjo, hükümdarlığının başından sonuna kadar birçok reform yaptı. Özellikle kraliyet kütüphanesi Kyujanggak'ı inşa etti. Amacı Joseon'un kültürel ve politik durumunu ilerletmek ve ülkeyi yetenekli memurlarla yönetmekti. Kral Jeongjo ayrıca yeni sosyal inisiyatiflere öncülük ederek önceden sosyal statüleri yüzünden yasaklanmış olanlara yeni yönetim pozisyonları açtı. Kral Jeongjo'nun birçok Silhak bilginine yardım etmesine ilaveten Silhak bilginleri de Jeongjo'nun kraliyet gücünü desteklemişlerdir. Kral Jeongjo'nun saltanatı Joseon'un popüler kültürünün kalkınmasını ve daha ileri gelişimini görmüştür.
1863'te Kral Gojong tahta çıkmıştır. Babası Kral Naibi Heungseon Daewongun, Gojong'un yetişkinliğine erişinceye kadar yerine hükümdarlık etmiştir. 1860'ların ortaları süresince, 1866'da doğrudan Kore'ye yapılan Fransız Seferi'ne karşı izolasyonizm ile yerel ve yabancı Katoliklere zulüm yanlısı bir politikayı temel almıştı. Saltanatının ilk yıllarında saray otoritesinin merkezi olan ve büyük ölçüde köhneleşmiş Gyeongbok Sarayı'nın büyük bir çabayla restore edilmesine tanıklık etmiştir. Heungseon Daewongun'un saltanatı boyunca ayrılıkçı görüşler ve Andong Kim boyu tarafından elde edilen güç tamamen ortadan kalkmıştı.
1873'te Kral Gojong, kraliyeti doğrudan doğruya yönettiğini ilan etmiştir. Heungseon Daewongun'un emekliliğinden sonra Kraliçe Min (sonraları İmparatoriçe Myeongseong olarak hitap edilen) sarayın kontrolünü elde ederek ailesini yüksek saray mevkilerine yerleştirmiştir.
19. yüzyılda Qing Hanedanlığı ve Japonya arasında tırmanan gerilim 1. Çin-Japon Savaşı (1894-1895) ile sonuçlandı. Savaşın büyük bir kısmı Kore yarımadasında gerçekleşti. Japonya, Meiji Restorasyonu'ndan sonra Batı'nın askeri teknolojisini elde ederek 1876'da Joseon'la Ganghwa Antlaşması imzalamak zorunda kaldı.
Birçok Koreli, Japonlarla topraklarındaki yabancı etkisini ve Joseon Hanedanlığı'nın zalimce yönetimini hor görmüştür. 11 Ocak 1894'te Go-bu savaşında hükümet kuvvetleri köylü lider Jeon Bong-jun tarafından bozguna uğratıldı ve savaştan sonra Jo'nun arazileri köylülere dağıtıldı. Bu arada Joseon yönetimi ordusu Jeonju'ya hücum etti ve Joseon hükümeti ile köylü ordusu anlaşma yaptı. Bununla birlikte Joseon yönetimi Qing Hanedanlığı yönetiminden isyanı sona erdirmek için acilen yardım talep etti. Japonlara haber verildikten sonra Tientsin Toplantısı'na göre Qing askerlerini Kore'ye gönderdi. Böylece 1. Çin-Japon Savaşı çıkmış oldu.
İmparatoriçe Kore'de Japon müdahalesine karşı koymaya kalkıştı ve destek aramak için Rusya ya da Çin'e dönmeyi düşünüyordu. 1895'te İmparatoriçe Myeongseong (Kraliçe Min olarak da söz edilir) Japon ajanlar tarafından öldürüldü. Kore'deki Japon bakan Miura Goro, bu suikasti planlamıştı. Hullyeondae Ordusu'yla beraber bir grup Japon ajan da İmparatoriçe Myeongseong'un öldürülüp sarayın kuzey kanadında bedenini yakıldığı ve himayelerindeki Seul'deki Kraliyet sarayına girdi.
1894'te Çin'in yenilgisiyle sonuçlanan savaş Çin ile Japonya arasında Shimonoseki Antlaşması'yla sonuçlandı ki; bu antlaşma Kore'nin Çin'den bağımsızlığını da resmen garanti ediyordu. Bu, Japonya'nın Kore'de bölgesel hegemonya kurmasının bir basamağıydı. Joseon sarayı, daha büyük otoritelerin baskısıyla ulusal bütünlüğü yeniden güçlendirmesi gerektiğini hissetti ve 1897'de Kore İmparatorluğu'nu ilan etti. İmparator Gojong Kore'nin bağımsızlığını göstermek için bu ünvanı üstlendi. Üstelik Rusya gibi Japonları kovan diğer yabancı güçler askeri teknolojiyi amaçladı. 1897'de imparatorluğun resmi adının değişmesi Joseon döneminin bitişini gösteriyordu; ancak Japon müdahalesine rağmen Joseon Hanedanlığı hala hükümdarlık edecekti.
Karmaşık manevralar ve karşı manevralar sırasında Japonya, 1905'teki Port Arthur Savaşı'nda Rus filosunu def etti. 1904-1905 Rus-Japon Savaşı, Portsmouth Antlaşması'yla son buldu ve böylece Japonya'nın Kore'yi ele geçirmesine açık hale geldi. 1905'te Eulsa Antlaşması'nın imzalanmasından sonra Kore, Japonya'nın himayesine girdi. 1909'da Harbin'deki tren istasyonunda Kore bağımsızlık gönüllüsü An Jung-geun tarafından öldürülmesine rağmen Ito Hirobumi Kore'nin ilk yerleşik-generaliydi. 1910'da birçok Koreli istilaya karşı çıktıysa da Japon İmparatorluğu Kore'yi zorla işgal etti.
Joseon Hanedanlığı döneminde Kore, 8 eyalete (do; 도; 道) bölündü. Sekiz eyaletin sınırları 1413'ten 1895'e kadar yaklaşık beş yüzyıldır değişmedi, daha sonra Kore Yarımadası'nın yönetim bölümlerini, lehçelerini ve bölgesel farklarını bugünkü haliyle yansıtan coğrafi bir model olarak düzenlendi. Bütün sekiz eyaletin isimleri bugün bile bir şekilde korunmaktadır.
Joseon'un nüfusu Kore'de tartışma konusudur. Hane halkarına ait hükümet kayıtları göz önüne alındığında bu dönemde güvenilir sonuçlar vermemektedir. En son tahminler hanedanlığın başlangıcında 6 milyon olduğunu, düzensiz bir artışla 1750'lerde 18 milyona kadar ulaştığı kabul edilmektedir. 1810 ile 1850 yılları arasında nüfus yaklaşık olarak %10 düşerek sabit kalmıştır.
Joseon Koresi başlangıçta alışılagelmiş anlamda soylular sınıfından yoksundu. Bununla birlikte merkezileşmiş yönetim sistemi Yangban olarak adlandırılan Konfüçyüsçü bilginleri düzenledi. On sekizinci yüzyılın sonuna kadar yangban, nadir aile karışımı mevkilere istinaden oluşan Konfüçyüsçü-tarz rekabetçi sınav ve sivil hizmet sistemi dışında birçok kalıcı soyluluk elde etti. Yangban ve kral gergin bir denge içinde merkezi yönetimi ve askeri kurumları ellerinde tutuyordu. Yangban'ın oranı önemli yerel varyasyonlara rağmen 1800'e kadar %30' kadar ulaşmaktaydı. Yönetim, her zaman kârlı gelir elde edemeyen fakat yüksek sosyal statüdeki yerel soylulara göre küçüktü.
Nüfusun diğer %30-40'ı ise köle ya da alt tabakadandı. Kölelik, yasal ceza şekline ek olarak kalıtsaldı. Yönetime ve özel kişiye ait olmak üzere iki şekilde kölelik sınıfı vardı ve hükümet bazen kölelere yüksek rütbede vatandaşlık verebiliyordu. Özel kişiye ait köleler özel mal olarak alınabiliyordu. Verimsiz hasat zamanlarında birçok sangmin hayatta kalmak için gönüllü köle oluyorlardı. Joseon Hanedanlığı süresince Kore nüfusunun %30'u %40'ı kölelerden oluşmaktaydı. Bununla birlikte Joseon köleleri sık sık kendi mülkiyetlerine sahip olabiliyorken; özel köleler kendi özgürlüklerini satın alabiliyordu. Yönetimin sahip olduğu bütün köleler 1801'de özgürlüğüne kavuşturuldu ve kölelik kurumu gelecek yüzyılda yavaş yavaş sönüp gitti. Kurum on dokuzuncu yüzyılın sonunda Gabo Reformu'yla tamamen ortadan kalktı.
Nüfusun geriye kalan %40-50'lik kısmının çoğunluğu kesinlikle çiftçiydi, ancak son zamanlarda artan işler tüccarlar, yerel yönetim ya da güya-hükümet satıcıları (Chungin), zanaatkarlar ve işçiler, tekstil işçileri gibi diğer boyuttaki grupları doğurdu. Nüfusun büyüklüğüne bakıldığında tipik bir kişi birden fazla role sahip olabilirdi. Çoğu ziraatçilik her ne olursa olsun geçim için değil; ticaret içindi. Oluşturulan ek gelirin yanında mesleki becerinin kesin bir miktarı, ağır ve kötü vergi sisteminin etkilerinden kaçınmak için gerekli olabilirdi.
Joseon'un son zamanları esnasında, terbiye ve dürüstlüğün Konfüçyüsçü idealleri katı bir görenekle karmaşık sosyal hiyerarşi birçok iyi dereceyle yavaş yavaş eşit kılınıyordu. 1700'lerin başında sosyal eleştirmen Yi Junghwan (1690-1756) iğneleyici bir şekilde "Farklı birçok sınıf ve derece insanları birbirinden ayırır, insanların büyük bir arkadaş çevresine sahip olmamasına yol açar" diye yakınmıştır. Fakat Yi'nin yazdığı anda, Joseon'un ilk zamanlarındaki resmi olmayan sosyal farkları özel hayatı düzenleyen kanunla farklı sosyal grupların kıyafetleri ile kadınların miras ve mal sahipliği yasal ayrımcılıkla güçlendirildi.
Aynı anda bu kanunlar özellikle zengin yüzyılın 1710'ların başlangıcında sosyal hareketler arttığı için kesin olarak ilan edilmiş olabilirdi. Joseon Hanedanlığı'nın asıl sosyal hiyerarşisi, Goryeo döneminin sosyal hiyerarşisi temel alınarak geliştirildi. 14. ve 16. yüzyıllarda bu hiyerarşi katı ve durağandı. Durumu değiştirmesi için ekonomik fırsatlar hiçbir yasaya ihtiyaç duyulmadan sınırlandı.
Ancak 17. yüzyılın sonu ile 19. yüzyıllarda yeni ticaret grupları ortaya çıktı ve eski sınıf sistem aşırı derecede zayıflatıldı. Özellikle Daegu bölgesinin Yangban sınıfının nüfusunda 1858 yılında yaklaşık % 70 artış bekleniyordu. Joseon yönetimi 1801'de resmi köleleri kurmayı emretti (공노비 해방). Sonunda Joseon'un sınıf sistemi 1894'te tamamen yasaklandı (사노비 해방).
Choon-Hee ; Kullanıcısının İmzası
Joseon (조선)
1 sayfadaki 1 sayfası
1 -
Arama Yapmadan Konu Açmayın. 2 - Mesaj Yazarken Başlıklar Konularla Alakalı Olmalır. 3 - Konularımızı Alakalı Başlıklar Altında Açalım. 4 - Aynı Konuya Ard Arda Mesaj Atmayın(flood Yapmayın) 5 - Bu Kurullara Uymamakta Israr Edenler Siteden Belirli Bir Süreliğine Yada Tamamen Sürgüne Yollanır.